'Bir Rüya İçin Ağıt', dört farklı karakterin yaşamının nasıl bir mavi hayal üzerinden birbirine karmaşık bir şekilde bağlı olduğunu ele alır. Harry, Marion, Tyrone ve Harry'nin annesi Sara, ardı ardına aldıkları kararlarla kendi dünyalarını dar bir çıkmaza sokarlar. Bu film, izleyiciyi sıradan bir yaşamdan ruhsal bir çıkmaza sürüklerken, derin bir içsel sancıyı da beraberinde taşır. Estetik sinematografisi ve etkileyici müzikleri ile Aronofsky, izleyicinin ruhunda iz bırakacak bir deneyim sunar. Bağımlılığı ve onun yıkıcı etkilerini etkileyici bir dille anlatan 'Bir Rüya İçin Ağıt', sadece bir film değil, aynı zamanda izleyiciler için bir yolculuktur.
Filmde başrolü oynayan Ellen Burstyn, Sara karakteri ile olağanüstü bir performans sergilerken, Jennifer Connelly (Marion) ve Jared Leto (Harry) da bağımlılığın yükünü üstlenecek kadar etkileyici bir şekilde karakterlerinin derinliklerine inerler. Marlon Wayans ise Tyrone karakteri ile hem dramatik hem de duygusal bir bağ kurar. Dört karakter, birbirlerinin hayatlarını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda izleyiciye bağımlılığın çeşitli yüzlerini tanıtır. Filmin kadrosu, karakterlerin ruhsal durumlarını, az olan zamanın içinde yoğun bir şekilde izleyiciye hissettirir.
'Bir Rüya İçin Ağıt', bağımlılık ve onun yıkıcılığını sorgulayan bir hikaye sunar. Film, insanın kendi hayalleri peşinden koşarken, bu hayallerin peşinde kaybettiği şeyleri düşündürür. İzleyicilere hayallerin peşinden koşarken gerçeklikle yüzleşmenin zorlayıcı bir sürecinden geçtiklerini anlatır. Biçimsel açıdan müzik, görüntü ve hikaye akışı ile karakterlerin içsel çatışmalarını derinlemesine sergileyen film, aynı zamanda toplumsal bir eleştiri niteliği taşır. Bu yoğun dram, insan ruhunun ne denli kırılgan olduğunu ve bağımlılığın bedelini gözler önüne serer. Her dört ana karakterin düşüşü, toplumsal ve bireysel düzeyde derin izler bırakır.
Film, Aronofsky’nin belirleyici stilini yansıtan etkileyici bir sinematografi ile dikkat çeker. Hızlandırılmış görüntüler, keskin açılar ve çarpıcı renk paleti, izleyiciyi karakterlerin ruhsal durumuna sürüklerken, ritmik müzikler ile birleşerek yoğun bir atmosfer yaratır. Filmdeki görüntü ile ses arasındaki uyum, izleyiciye hem görsel hem de işitsel bir deneyim sunar.