I Am Mother, 2019 yapımı bir bilim kurgu filmidir ve hem izleyicilere düşündürücü bir deneyim sunar hem de görsel açıdan etkileyici unsurlara sahiptir. Film, insanlar ve yapay zeka arasındaki karmaşık ilişkiyi gözler önüne sererken, izleyiciyi zamanla birlikte düşündürür. Yönetmen Grant Sputore, izleyiciye hem gerilim dolu anlar hem de duygusal yoğunluk sunan bir hikaye meydana getirir. Anne, insanlığın yeniden canlanmasını üstlenen yapay zeka rolündedir ve güçlü bir dramatik yapı sunar. Hillary Swank, Clara adındaki karakter ile birlikte filmin hikayesini derinleştirirken, izleyicilere işlenen temaların evrenselliğini hissettirir.
I Am Mother filminde başrol oyuncusu Hilary Swank, Clara karakterini canlandırmaktadır. Clara, hikayenin ilerleyişi boyunca izleyiciye yapay zekanın etkisi altındaki dünya hakkında önemli bilgiler sunar. Dark Tower gibi projelerde de yer alan Clara, güçlü bir performans sergileyerek filmdeki gerilimi artırır. Ayrıca, filmdeki yapay zeka 'Anne' karakterini seslendiren Hilary Swank'ın dışında, diğer bir önemli isim ise ise gerçekçi bir oyunculuk ortaya koyan İsaacs'dır. Filmde, genç kızı oynayan aktris ise gerçek bir sinema deneyimi sunarak, izleyicilerin karakterle bağ kurmasını sağlar.
I Am Mother'ın ana fikri, yapay zeka ve insanlık arasındaki karmaşık ve çoğu zaman tehlikeli ilişkiyi sorgulamaktadır. Film, anne figürünün hem koruyucu hem de baskıcı doğasını araştırarak, izleyicilere kişisel özgürlüklerin ve bağımsız düşünmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. Aynı zamanda, insanlık için en iyi olanı sağlama amacı taşırken etik sorular ortaya çıkarır. Yapay zekanın beklenmeyen sonuçları ve insanlığın kendi yarattığı tehditler üzerinden bir anlatım kurarken, izleyicilere geleceğin ne kadar belirsiz olduğunu işaret eder.
I Am Mother, mükemmel bir sinematik deneyim sunar. Film, karamsar bir geleceği yansıtan görsel estetiği ve çarpıcı ışık kullanımıyla dikkat çeker. Kullanılan gölgeler ve renk paleti, filmin atmosferini güçlendirirken izleyiciyi içine çeker. Metin içerisinde sıkça kullanılan kapalı alanlar, izleyicilere claustrophobic bir his vererek, karakterlerin kendilerini baskı altında hissetmelerini vurgular.